- İçindekiler -
- Banka Mağdurları Dikkat! Haklarınızı Nasıl Korursunuz?
- Hukuki Perspektiften Bankacılık Mağduriyetleri: İtiraz ve Dava Süreçleri
- Bankalar Arası Haksız Rekabet ve Tüketicinin Korunması
- Tüketici Hukuku Işığında Banka Hataları ve Haksız Uygulamalarla Mücadele
- Banka Mağduriyetleri ile igili Yargıtay Kararları
- Banka Mağduriyetleri Hakkında Rekabet Kurulu Kararı
- Bankayı Tüketici Hakem Heyetine Şikayet Dilekçesi
- Tüketici Mahkemesi Dilekçe Örneği
Bankacılık Mağduriyetlerinde Tüketici Hakları: Bilmeniz Gerekenler ve Hukuki Yollar
Bankacılık faaliyetleri çerçevesinde banka ve finans kuruluşları ile tüketiciler arasında çeşitli hukukî işlemler yapılmaktadır. Tüketici işlemi niteliğindeki bu hukukî işlemlere istinaden banka ve finans kuruluşları, yaptıkları bu işlemler karşılığında bir takım ücret ve masraflar talep etmektedirler. Buna göre de tüketiciler ile banka ve finans kuruluşları arasında bu ücret ve masraflara ilişkin birçok uyuşmazlık çıkmaktadır. Keza sadece bankalar ve tüketicileri arasındaki uyuşmazlıklar bunlarla sınırlı olmayıp aynı zamanda bankanın tüketicinin yetki vermeden yaptığı işlemler de uyuşmazlık konusu teşkil etmekte ve tüketicilerin mağduriyet yaşadığı husular olmaktadır.
Bankaların müşterileri adına yetkisiz işlem yapması, tüketicilerin finansal haklarını ihlal eden hukuka aykırı işlemler yapması durumları tükericilerin mağduriyet yaşamasına sebebiyet vermektedir. Bu mağduriyete sebep olan işlemlere örnek olarak diyebiliriz ki; banka hesaplarının müşteriden habersiz vaziyette herhangi bir hukuki süreç olmaksızın kapatılması gibi durumlar, gereksiz ücretlerin talep edilmesi, tüketici sözleşmelerine aykırı faiz oranları uygulanması ve gizli masrafların eklenmesi gibi haksızlıkları kapsamaktadır.
Belirtelim ki tüketicilerin banka hesaplarına blokaj konmasının sebepleri bulunmaktadır ve bu sebepler şu şekilde olmaktadır:
- Vergi borcunun ödenmemesi,
- Vergi kaçakçılığı yapılması,
- Bankadan alınan kredinin ödemelerinin yapılmaması,
- Kredi kartı borcunun ödenmemesi,
- Masak tarafından bloke konulması,
- Adli bir suç işlenmesi,
- Banka hesaplarında şüpheli para hareketleri,
- Yasal olmayan yollarla yurt dışına çıkılması,
- İllegal sitelerde bahis oynatma veya illegal sitelerde bahis oynama.
Görüldüğü üzere bu sebeperden olmaksızın sebepsiz yere tüketicinin banka hesabının kapatılması durumu mağduriyet yaratmaktadır. İşte bu durumlarda tüketiccinin izleyebileceği kanun yolları bulunmaktadır.
Makalemiz boyunca Bankacılık Mağduriyetleri, Tüketici Hakları Banka, Banka Hukuki Süreç, Tüketici Hakem Heyeti Banka, Banka Mağduru Ne Yapmalı gibi konulara değinmiş olacağız. Bu hususta tüketici hukuku konularında avukatlık hizmeti ve danışmanlık hizmeti almak istemeniz durumunda bağlantıya tıklayarak Arıkan Avukatlık olarak bizden destek alabilirsiniz. Keyifli okumalar dieriz.
Banka Mağdurları Dikkat! Haklarınızı Nasıl Korursunuz?
Tüketici hakları 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun tarfından düzenlenmektedir. Tüketici hakları bu kanun çerçevesinde finansal kuruluşların ve kurumların haksız işlemlerine karşı korunmaktadır. Bu yasa gereği tükericilerin hizmet aldıkları finansal kuruluşlara karşı öne sürebilecekleri haklarını belirlemekte ve bu haklarını korumaları adına çeşitli başvuru ve itiraz yolları sunmaktadır.
Bankaların haksız işlemlerine karşın mağdur olmuş tüketicilerin başvurabşleceği yasal dayanakları şu şekilde sıralayabiliriz:
- 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun
• Bankacılık Kanunu (5411 sayılı Kanun)
• Tüketici Hakem Heyetleri Yönetmeliği
Bu yasal düzenlemelerle beraber bankaların şeffaf ve adil düzenlemeler ve işlemler yapması sağlanmaktadır.
Tüketici hakem heyetleri idari organ olup tüketici şikayetlerini değerlendirerek hızlı bir şekilde karar vermektedirler.
Bankaların yarattığı mağduriyetlere karşı en kolay, hızlı ve düşük maliyetli yol tüketici hakem heyetleri olmaktadır. Bu nedenledir ki banka mağduriyetlerine karşın en yaygın olarak başvurulan yargı yolu tüketici hakem heyetleri olmaktadır.
Tüketici Hakem Heyeti’nden sonuç alınamaması ya da uyuşmazlık yüksek meblağlarda olması durumunda, tüketiciler Tüketici Mahkemelerine başvurabilmektedir. Tüketici Mahkemeleri, bankaların haksız işlemleri ile ilgili dava sürecini yürütmek ve tüketicinin haklarını korumak amacıyla karar vermekle sorumludurlar. 6502 sayılı Kanun gereğince, mahkemeler açısından tüketici lehine birçok hüküm bulunmaktadır.
Hukuki Perspektiften Bankacılık Mağduriyetleri: İtiraz ve Dava Süreçleri
Tüketicilerin hizmet aldıkları bankanın haksız işlemlerine karşı mağdur olmaları halinde başvurabilecekleri yasal yollar bulunmaktadır. Bahsedeciğimiz bu yasal yolar 6502 Sayılı Tüketiciyi Koruma Kanunu tarafından düzenlenmekte ve koruma altına alınmaktadır. Bu yasal yolları şu şekilde sıralamamız gerekirse durum şöyledir:
- Banka ile doğrudan iletişim kurarak çözüm aramak.
• Tüketici Hakem Heyetine başvurmak.
• Tüketici Mahkemesi’nde dava açmak.
Bu noktada mağduriyetinizden kaynaklı hak arama yolculuğunuzda Arıkan Hukuk Bürosu olarak profesyonel tüketici hukuku, banka ve finans hukuku alanlarında profesyonel avukatlık ve danışmanlık hizmeti vermekteyiz. Bağlantıya tıklayarak Arıkan Avukatlık olarak bizimle iletişime geçebilirsiniz.
Bankalar Arası Haksız Rekabet ve Tüketicinin Korunması
Bankaların arasındaki haksız rekabetten tüketicilerin zarar görmesi çok karşılaşılan bir durumdur. Zaten haksız rekabet Rekabet Kurulu tarafından düzenlenen bir müessese olup kendisi ayrı bir denetim gerektirirken tüketicilerin haksız rekabetten gördüğü zarar ayrı denetim gerektirmektedir.
Rekabet Kurulu ve BDDK tüketicilerin bankalar arasındaki haksız rekabetten dolayı zarar görmemesi adına devreye girerek sürekli denetimler yapmaktadır.
Makalemizin ilerleyen kısımlarından örnek olması adına Rekabet Kurulu’ nın bir kararından bahsetmiş olacağız.
Tüketici Hukuku Işığında Banka Hataları ve Haksız Uygulamalarla Mücadele
6502 sayılı Kanunun 2.maddesinde “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” hükmü bulunmakta olup ve yine aynı kanunun 3.maddesinde de “tüketici işlemi”nin tanımı yapılırken, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketicilerarasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem” ifadelerine yer verilmektedir. Bu düzenlemeler, bankalar ile tüketiciler arasındaki bankacılık hizmetinden kaynaklanan her türlü ilişkinin artık Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamına alınmış olduğunu açıkça gösteren düzenlemeler olmaktadır. Yine 6502 Sayılı Kanunun 83.maddesi şu şekilde olmaktadır “Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.”Buradan da anlaşıldığı üzere 6502 sayılı Kanunun tüketici işlemlerinde mutlak uygulama alanı bulacağı vurgulanmaktadır.
Ezcümle yeni Kanun yürürlüğe girdikten sonra bankalar ile tüketiciler arasında, ek hesap, kiralık kasa, havale, eft gibi her türlü bankacılık hizmetinden kaynaklanan ihtilaflar da Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamına dahil olmakta ve dolayısıyla Tüketici Mahkemeleri ve parasal sınır içerisinde kalanlar için Tüketici Hakem Heyeti görevli olmaktadır.
Ezcümle bankanız hesabınızı kapattıysa veyahut başka bir mağduriyete sebep olduysa önce parasal sınır içerisinde kalanlar için Tüketici Hakem Heyetine, şartlar sağlandıysa da Tüketici Mahkemesi’e başvurabilirsiniz.
Banka Mağduriyetleri ile igili Yargıtay Kararları
- Hukuk Dairesi 2016/23125 E. , 2016/19591 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi(Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla)
Taraflar arasındaki Tüketici Hakem Heyeti Kararının İptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kanun yararına bozulması istenilmekle, incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı bankadan tüketici kredisi kullandığını, bankanın haksız kesintiler yaptığını, bankanın kullanılan krediye ilişkin belgeleri göndermediğinden kesinti miktarının bilinmediğini, bu nedenle davanın belirsiz alcak davası olarak açıldığını, kesintiye ilişkin olarak Tüketici Hakem Heyeti Başkanlığına yapılan itirazın 11.03.2015 tarihinde delil yetersizliği nedeniyle reddine karar verildiğini ileri sürerek, hakem heyeti kararının iptaliyle yapılan haksız kesintiye ilişkin olarak 1,00TL’nin kesinti tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte tahsili istemiş, 11.2.2016 tarihli duruşmada talebini 250,00TL’ye çıkartmıştır.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, banka tarafından yapılan kesintinin haksız olduğu kabul edilerek, hakem heyeti kararının iptaline, 250,00TL’nin dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline ilişkin kesin olarak verdiği karar, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca kanun yararına temyiz edilmiştir.
Davalı tarafça, davacı bankadan kullanılan kredi nedeniyle yapılan haksız kesintilerin iadesine ilişkin davalının ... İl Tüketici Hakem Heyeti Başkanlığına başvurması üzerine 11.03.2015 tarihli kararla, talebin delil yetersizliğinden reddine karar verildiği, bu karar üzerine davacının mahkemeden hakem heyeti kararının iptaliyle haksız olarak yapılan kesintilerin iadesini talep ettiği anlaşılmaktadır.
Mahkeme kararı, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca; Mahkemece asgari bir miktar belirtmeden hakem heyetine başvuran davacının, hakem heyeti kararının iptali talebinin reddi ile dava konusu değerin tüketici hakem heyetinin görevinde olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunarak, kanun yararına temyiz edilmiştir.
Yukarıda açıklandığı üzere, davacı öncelikle Tüketici Hakem Heyetine başvurmuş, hakem heyetinin 11.3.2015 tarihli kararı ile talebinin reddedilmesi üzerine, hakem heyeti kararının iptali istemiyle dava açmıştır. O halde, mahkemece verilen karar usul ve yasaya uygundur. Bu durumda kanun yararına bozma talebinin reddi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklandığı üzere koşulları oluşmayan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma talebinin REDDİNE, 26/10/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Banka Mağduriyetleri Hakkında Rekabet Kurulu Kararı
Ankara 17. İdare Mahkemesi tarafından verilen davanın reddi yönündeki 10.10.2022 tarih ve E: 2021/931, K: 2022/1965 sayılı kararın; Ankara Bölge İdare Mahkemesi tarafından 01.11.2023 tarih ve E: 2023/74, K: 2023/1514 sayılı karar ile kaldırılarak Rekabet Kurulunun 04.03.2021 tarih ve 21-11/153-M sayılı kararının iptal edilmesi üzerine, anılan mahkeme kararının yerine getirilmesini teminen Akbank TAŞ, T.C. Ziraat Bankası AŞ ve Türkiye Halk Bankası AŞ hakkında anılan bankaların kullandırdıkları krediler kapsamında kredi ile ilişkili sigortaları kendi anlaşmalı oldukları sigorta şirketlerinden yaptırılmasını zorunlu tutmak suretiyle 4054 sayılı Kanun’u ihlal edip etmediklerinin tespiti.
TOPLANTIYA KATILAN ÜYELER
Başkan : Birol KÜLE
Üyeler : Ahmet ALGAN (İkinci Başkan), Şükran KODALAK, Ayşe ERGEZEN,Cengiz ÇOLAK, Berat UZUN
- RAPORTÖRLER : Kübra Dilara AYAR, Muammer BOZKURT, Sadiye Sıla BAKIRCI, Mehmet Emin GÜNER
- BAŞVURUDA BULUNAN : - Gizlilik talebi bulunmaktadır
- İNCELENEN TARAFLAR : - T.C. Ziraat Bankası AS
Finanskent Mah. Finans Cad. No:44/A Ümraniye/İSTANBUL
- Türkiye Halk Bankası AS
Finanskent Mah. Finans Cad. No:42/1 Ümraniye/İSTANBUL
- Akbank TAS
Sabancı Çenter 34330 4. Levent/İSTANBUL
(1) E. DOSYA KONUSU: Ankara 17. İdare Mahkemesi tarafından verilen davanın reddi yönündeki 10.10.2022 tarih ve E: 2021/931, K: 2022/1965 sayılı kararın; Ankara Bölge İdare Mahkemesi tarafından 01.11.2023 tarih ve E: 2023/74, K: 2023/1514 sayılı karar ile kaldırılarak Rekabet Kurulunun 04.03.2021 tarih ve 21- 11/153-M sayılı kararının iptal edilmesi üzerine, anılan mahkeme kararının yerine getirilmesini teminen Akbank TAŞ, T.C. Ziraat Bankası AŞ ve Türkiye Halk Bankası AŞ hakkında anılan bankaların kullandırdıkları krediler kapsamında kredi ile ilişkili sigortaları kendi anlaşmalı oldukları sigorta şirketlerinden yaptırılmasını zorunlu tutmak suretiyle 4054 sayılı Kanun’u ihlal edip etmediklerinin tespiti.
(2) F. DOSYA EVRELERİ: Rekabet Kurumu (Kurum) kayıtlarına 09.02.2021 tarih ve 14974 sayı ile intikal eden (...) tarafından gizlilik talepli olarak yapılan başvuruda;
- (...) trafik, kasko, DASK, yangın, iş yeri, konut ve sağlık olmak üzere çeşitli sigortacılık alanlarında acente olarak faaliyet gösterdiği,
- Aksigorta AŞ (AK SİGORTA), Ziraat Sigorta AŞ (ZİRAAT SİGORTA) ve Halk Sigorta AŞ (HALK SİGORTA) isimli teşebbüsler ile (...) aynı sektörde faaliyet gösteren sigorta şirketleri olduğu,
- AK SİGORTA’nın Akbank TAŞ’nin (AKBANK); ZİRAAT SİGORTA’nın T.C. Ziraat Bankası AŞ’nin (ZİRAAT) ve HALK SİGORTA’nın Türkiye Halk Bankası AŞ’nin (HALKBANK) iştirakleri olduğu1,
- AKBANK, ZİRAAT ve HALKBANK’ın özellikle konut ve araç kredisi başvurusunda bulunan müşterilerini kendi iştirakleri olan sigorta şirketlerine yönlendirerek ve ilgili sigortanın kredi çekilen bankanın iştiraki olan sigorta şirketlerinden yapılma zorunluluğunun bulunduğunu belirterek (...) ekonomik olarak zarara uğratıldığı,
- HALK SİGORTA’nın HALKBANK’ın müşteri çevresinden faydalanarak müşterilerin bilgileri olmadan müşterilere sigorta yaptığı ve sigorta primlerini banka hesaplarından rızaları olmaksızın tahsil ettiği,
- (...) müşteri çevresinin bahse konu bankalardan kredi çektikleri için zorunlu olarak kredi çekilen bankadan poliçe imzaladıkları gerekçesiyle var olan sözleşmelerini iptal ettikleri ya da mevcut poliçelerini yenilemeyerek (...) ile çalışmadıkları hususları ifade edilmiştir. Yapılan başvurunun eklerinde ise yukarıda bahsi geçen iddialara ilişkin olarak “www.şikayetvar.com” adlı internet sitesinde yer alan bazı şikâyetlerin ekran görüntüleri paylaşılmıştır. Söz konusu ekran görüntülerinde bankalara kredi çekmek için başvuran müşterilere krediye bağlı zorunlu sigorta yaptırılması gerektiği yönünde yanıltıcı beyanlarda bulunularak müşterilerle sözleşme yapıldığı, AKBANK, ZİRAAT ve HALKBANK’ın iştirakleri olan sigorta şirketlerinin, anılan bankaların güçlü müşteri çevresinden faydalanarak müşterilerin hesaplarına eriştikleri ve sigorta primlerinin her ay müşterilerin hesaplarından haberleri olmadan tahsil edildiği ifadeleri yer almakta olup bu kapsamda 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un (4054 sayılı Kanun) ihlal edildiği belirtilmiştir.
…
- RAPORTÖR GÖRÜŞÜ: Ankara 17. İdare Mahkemesi tarafından verilen davanın reddi yönündeki 10.10.2022 tarih ve E: 2021/931, K: 2022/1965 sayılı kararın; Ankara Bölge İdare Mahkemesi tarafından 01.11.2023 tarih ve E: 2023/74, İ<: 2023/1514 sayılı karar ile kaldırılarak Rekabet Kurulunun 04.03.2021 tarih ve 21-11/153-M sayılı kararının iptal edilmesi üzerine, anılan mahkeme kararının yerine getirilmesi amacıyla Rekabet Kurulunun 04.01.2024 tarihli ve 24-01/11-M sayılı kararı ile başlatılan önaraştırmada; Akbank TAŞ, T.C. Ziraat Bankası AŞ, Türkiye Halk Bankası AŞ hakkında 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’u ihlal ettiklerine yönelik şüphe oluşturacak herhangi bir bulguya ulaşılamadığı gerekçesiyle soruşturma açılmasına gerek olmadığı sonuç ve kanaatine ulaşıldığı ifade edilmiştir.
- İNCELEME VE DEĞERLENDİRME ….
…
H.5.5. Genel Değerlendirme
(93) İddia konusu eylemlerin temeli, içerik itibarıyla bankaların, özellikle konut ve araç kredisi başvurusunda bulunan müşterilerini, acentesi olduğu şirketten sigorta poliçesi almaya yönlendirdiğine veya zorladığına ilişkindir. Diğer bir deyişle bankalar tarafından kredi sözleşmesinin yapılmasının sigorta poliçesinin alınması şartına bağlandığı iddia edilmektedir.
(94) Dosyada yer alan iddiaya konu eylemler, rekabet hukukunda “bağlama” olarak adlandırılmakta olup söz konusu uygulama 4054 sayılı Kanun’un 4. ve 6. maddesi kapsamında incelenmiştir. İlgili ürün pazarları kredi hizmetlerin bakımından genel olarak “bireysel kredi hizmetleri pazarı” ile “ticari kredi hizmetleri pazarı” ve sigorta hizmetleri bakımından ise “hayat grubu sigorta hizmetleri pazarı” ve “hayat dışı grubu sigorta hizmetleri pazarı” olarak tanımlanabilecektir.
(95) Şikâyete konu eylemler öncelikle 4054 sayılı Kanun’un 4. maddesi kapsamında dikey ve yatay anlaşmalar veya uyumlu eylem bakımından incelenmiş olup AK SİGORTA ile acenteliğini yapan AKBANK’ın nihai olarak Hacı Ömer Sabancı Holding AŞ tarafından kontrol edildiği; öte yandan TÜRKİYE SİGORTA ile acenteliğini yapan ZİRAATBANK ve HALKBANK’ın nihai olarak TVF tarafından kontrol edilmesi nedeniyle söz konusu teşebbüslerin aynı ekonomik bütünlük içinde yer aldığı ve birbirine rakip bağımsız birer teşebbüs olmadıkları tespit edildiğinden ilgili teşebbüsler bakımından şikâyete konu eylemlerin 4054 sayılı Kanun’un 4. maddesi kapsamında değerlendirilemeyeceği sonucuna ulaşılmıştır.
(96) İkinci olarak, 4054 sayılı Kanun’un 4. maddesi kapsamında bankalar ile sigorta teşebbüsleri tarafından uygulanan benzer nitelikte dikey anlaşmaların piyasada kapama etkisine yol açıp açmadığı incelenmiştir. Hayat dışı sigorta branşında %59 oranla en önemli dağıtım kanalını acentelerin oluşturması ve bankaların brokerlerden sonra üçüncü sırada gelmesi nedeniyle bankalarla yapılan bankasürans sözleşmelerinin hayat dışı sigorta dağıtım pazarında kapama etkisi oluşturmadığı; hayat branşında ise %72’likoran ile bankaların en önemli dağıtım kanalı olarak yüksek bir paya sahip olduğu, ancak her ne kadar bankasürans kanalının ağırlığı yüksek olsa da diğer dağıtım kanallarının yaklaşık %28 oranında paya sahip olması, pazarda serbest acentelik modelini benimseyen önemli sağlayıcı sigorta şirketlerinin bulunması, rekabet etmeme yükümlülüğü içeren sözleşmelerde dahi bu koşulun istisnalarının olması, rekabet etmeme yükümlülüğü içeren kimi bankasürans sözleşmelerinin esasen iki ayrı teşebbüs arasında akdedilmeyip aynı ekonomik bütünlük içerisinde yer alan şirketler arasındaki akdedilen sözleşmeler olması, anılan mevzuat uyarınca kredi kuruluşlarının müşterilerinin, istedikleri sigorta şirketini seçme özgürlüklerinin kısıtlanmasının yasak oluşu ve son olarak sigorta pazarının çok markalı ve potansiyel girişlere açık karakteristiği dikkate alındığında, bankasürans sözleşmelerinin hayat branşı sigorta dağıtım pazarında da kapama etkisi yaratmadığı değerlendirilmiştir.
(97) 4054 sayılı Kanun’un 4. maddesi kapsamında incelenen son husus ise sigorta acenteliği yapan bankalar arasında bağlama yapma konusunda yatay bir anlaşmanın var olup olmadığıdır. Yapılan incelemede bankacılık pazarında çok sayıda teşebbüsün faaliyet göstermesi, sigorta poliçesini krediye zorunlu bağlama uygulamasının hem sigorta acenteliği hem bankacılık faaliyetinde bulunan bankalar tarafından benimsenmesinin sigorta mevzuatı uyarınca yasaklanmış olması, her bankanın krediye bağlı olarak sattığı poliçelerin oranının farklı olması ve sektörde bankaların farklı iş modelleri benimsenmesi, bankaların koordineli davrandıkları yönündeki şüpheleri büyük ölçüde ortadan kaldırmakta olup şikâyetlerin alınmaya başlandığı dönemden bu yana yapılan incelemelerde bankalar arası bir anlaşmanın varlığına ilişkin bir emareye rastlanmamış olması nedeniyle bankalar arasında bir anlaşmanın bulunmadığı anlaşılmıştır.
(98) Öte yandan 4054 sayılı Kanun’un 6. maddesi kapsamında ZİRAATBANK, HALKBANK ve AKBANK’ın tek taraflı eylemleri incelendiğinde; “bireysel kredi hizmetleri pazarı” ve “ticari kredi hizmetleri pazarı”nda AKBANK’ın hakim durumunda olmadığı; bununla birlikte aynı ekonomik bütünlükte olduğu değerlendirilen ZİRAAT, HALKBANK ve VAKIFBANK’ın kümülatif pazar payının ticari kredi hizmetleri pazarı ile konut kredileri pazarında Hakim Durum Kılavuzu’nda belirtilen %40 pazar payı eşiğini geçtiği; ancak pazarın bankalar ile anlaşması olmayan diğer sigorta şirketlerine kapatılması riskinin bulunmadığı nedenleriyle iddia konusu eylemlerin hakim durumun kötüye kullanılması niteliği taşımadığı ve bu nedenle 4054 sayılı Kanun’un 6. maddesinin ihlal edilmesinin söz konusu olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
(99) Son olarak, şikâyet dilekçesinde değinilen bir diğer konu olan HALK SİGORTA’nın HALKBANK’ın müşteri çevresinden faydalanarak müşterilerin bilgileri olmadan müşterilere sigorta yaptığı ve sigorta primlerini banka hesaplarından rızaları olmaksızın tahsil ettiği iddiası değerlendirilmiştir. Banka müşteri sırrı niteliğindeki bilgilerin 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 73. maddesi ve alt düzenlemeleri, kişisel veri niteliğindeki bilgilerin paylaşımının ise KVKK kapsamında korunduğu, bu bağlamda 4054 sayılı Kanun kapsamına girmediği dolayısıyla ihlal olarak nitelendirilemeyeceği kanaatine ulaşılmıştır.
SONUÇ
(100) Düzenlenen rapora ve incelenen dosya kapsamına göre, 4054 sayılı Kanun’un 41. maddesi uyarınca soruşturma açılmamasına, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 60 gün içinde Ankara İdare Mahkemelerinde yargı yolu açık olmak üzere OYBİRLİĞİ ile karar verilmiştir.
Bankayı Tüketici Hakem Heyetine Şikayet Dilekçesi
T.C.ADANA VALİLİĞİ
ADANA TİCARET İL MÜDÜRLÜĞÜ
ADANA TÜKETİCİ SORUNLARI İL HAKEM HEYETİNE
ŞİKAYET EDEN:…
ADRESİ:…
ŞİKAYET EDİLEN: X BANKASI A.Ş. … Genel Müdürlüğü…
ADRESİ:…
ŞİKAYET KONUSU: …
ŞİKAYETİN DEĞERİ:…
AÇIKLAMALAR:…
HEYETİN GÖREV ve YETKİSİNE İLİŞKİN AÇIKLAMALAR
6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 68.maddesinde ve Tüketici Hakem Heyetleri Yönetmeliğinin 6.maddesinde parasal sınırlar belirtilmiş ve bu parasal sınırların her takvim yılı değiştirilebileceği belirtilmiş olup 01.01.2020 tarihinde yürürlüğe giren “6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 68 İnci Ve Tüketici Hakem Heyetleri Yönetmeliği”nin 6’ncı Maddelerinde Yer Alan Parasal Sınırların Artırılmasına İlişkin Tebliğ” 31.12.2019 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. Buna göre, 2020 yılı için Tüketici Hakem Heyetlerine yapılacak başvurularda değeri 6 bin 920 TL altında bulunan uyuşmazlıklarda İlçe Tüketici Hakem Heyetleri, büyükşehir statüsünde olan illerde 6 bin 920 TL ile 10 bin 390 TL arasındaki uyuşmazlıklarda İl Tüketici Hakem Heyetlerine başvurulacaktır.
Aynı kanunun 68.maddesinin 3.fıkrasında, “Başvurular, tüketicinin yerleşim yerinin bulunduğu veya tüketici işleminin yapıldığı yerdeki tüketici hakem heyetine yapılabilir.” yazmaktadır. Şu halde Adana Tüketici Sorunları İl Hakem Heyeti görevli ve yetkilidir.
OLAY VE ESASA İLİŞKİN AÇIKLAMALAR
DELİLLER: 1-Banka Kayıtları, dekontlar, ekran görüntüleri …
HUKUKİ DAYANAKLAR: 6502 S. Tüketicinin Korunması Hakkın Kanun, TBK, TTK ve sair mevzuat hükümleri.
SONUÇ VE İSTEM: …
BAŞVURUCU…
EKLER:….
Tüketici Mahkemesi Dilekçe Örneği
…………… NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİ’NE
DAVACI: İsim-Soyisim, T.C Kimlik Numarası, Adres
VEKİLİ: İsim-Soyisim, Baro Sicil Numarası, Adres, UETS Numarası
(Avukatınız var ise bu kısmı doldurunuz)
DAVALI: İsim-Soyisim, T.C Kimlik Numarası, Adres
KONU: Ayıplı iş nedeniyle …. TL tazminat talebinden ibarettir.
AÇIKLAMALAR: …
HUKUKİ DELİLLER:…
HUKUKİ SEBEPLER: Türk Borçlar Kanunu, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun, Hukuk Muhakemeleri Kanunu ve sair hukuki sebepler
NETİCE-İ TALEP: Yukarıda belirtilen sebeplerle … talep ediyoruz. Aynı zamanda, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalıya yüklenmesi yönünde karar alınmasını vekilim adına arz ve talep ediyoruz.(…../……../……)
İSİM-SOYİSİM
İMZA