Malvarlığına Verilen Zararlar Nedeniyle Tazminat İstemi
- İçindekiler -
Mala Zarar Verme Suçu
Mala zarar verme suçu; Türk Ceza Kanunu 151. Maddede düzenlenmiş olup başkasının taşınır veya taşınmaz malını kısmen veya tamamen yıkan, tahrip eden, yok eden, bozan, kullanılamaz hale getiren veya kirleten kişi, mağdurun şikayeti üzerine cezalandırılacağı şeklinde ifade edilmiştir.
Mala zarar verme suçu, başkasına ait malvarlığına zarar vermeye dönük hukuka aykırı müdahaleleri cezalandırmak amacıyla düzenlenmiştir. Mala zarar verme suçunda, mülkiyet hakkı korunmaktadır. Mala zarar verme suçunda mağdur, zarara uğratılan kişi olacaktır. Mala zarar verme suçunda kast unsuru aranmaktadır. Failin eylemi, hukuka aykırılık taşıması gerekmektedir.
Mala Zarar Verme Suçunda Şikayet ve Uzlaşma Kurumu
Mala zarar verme fiilinin mağdurları, ilgili kanuni haklarını kullanarak gerekli hukuki işlemleri başlatabilecektir ve uğradıkları zararın giderilmesini sağlayabilecektir. Mala zarar verme suçu, kanun koyucu tarafından şikayete bağlı bir suç olarak düzenlenmiştir.
Suçun mağduru şikayet hakkını faili ve fiili öğrenmesinden itibaren 6 ay içinde kullanması gerektiği ilgili kanun maddesinde belirtilmiştir.
Mala zarar verme suçu, taraflar arasında uzlaştırma prosedürünün uygulanmasını gerektiren suçlardandır. Uzlaşma kapsamında olan suçlarda gerek soruşturma gerekse kovuşturma aşamasında, öncelikle uzlaştırma prosedürünün uygulanması, uzlaşma sağlanmazsa soruşturmaya veya yargılamaya devam edilmesi gerekmektedir.
Ceza davasının uzlaşmayla sonlandırıldığı durumlarda, mağdur maddi veya manevi tazminat davası açma hakkı bulunmayacaktır.
Mala Zarar Verme Suçu Sebebiyle Tazminat Davası
Mala zarar verme suçu, hem cezai hem de hukuki sorumluluk doğurmaktadır. Mağdur, zararın tazmini için ceza davasına katılabileceği gibi, hukuk mahkemesinde ayrı bir dava da açabilir. Tazminat taleplerinin zamanında ve hukuka uygun şekilde hazırlanması, hakkın kaybını önlemek açısından önem taşımaktadır.
Mala zarar verme dayalı olarak açılacak tazminat davası, mala zarar veren şahsa veya şahıslara karşı açılan bir tazminat davasıdır. Mala zarar verme tazminat davasında, zararın miktarı bilirkişi vasıtasıyla da belirlenebilecektir.
Mala zarar verme fiili, haksız bir fiil olup bu dava türünde de haksız fiillere ilişkin hükümler uygulanacaktır. Zarar gören, ceza davasından bağımsız olarak hukuk mahkemelerinde, Türk Borçlar Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca haksız fiilden doğan zararların giderilmesi için maddi ve manevi tazminat davası açabilecektir.
TBK 49.maddeye göre “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” denmektedir.
Haksız fiillere ilişkin davanın açılacağı yer mahkemesi Hukuk Muhakemeleri Kanununda açık bir şekilde düzenlenmiştir. Buna göre dava, HMK 16. maddesinde belirtildiği üzere “Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.” denmektedir.
Mala zarar verme eylemi bir haksız fiil olup haksız fiil zamanaşımına tabii olacaktır. Mala zarar verme fiili sebebiyle zarar gören kişi zararı ve faili öğrendiği tarihten itibaren 2 yıl içerisinde dava açılması gerekmektedir. Her halde fiilin meydana geldiği tarihten itibaren 10 yıl içerisinde dava açılmalıdır.
Mala Zarar Verme Suçunda İlgili Yargıtay Kararı
Mala zarar verme suçu sebebiyle manevi tazminat istenemeyeceği yargıtay kararlarında belirtilmiştir. Yargıtay kararında “Manevi zarar, kişilik değerlerinde oluşan objektif eksilmedir. Duyulan acı, çekilen ızdırap manevi zarar değil onun görüntüsü olarak ortaya çıkabilir. Acı ve elemin manevi zarar olarak nitelendirilmesi sonucu tüzel kişileri, bilinçsizleri ve acılarını içlerinde gizleyenleri tazminat isteme haklarından yoksun bırakmamak için yasalar manevi tazminat verilebilecek olguları sınırlamıştır. Bunlar, kişilik değerlerinin zedelenmesi, isme saldırı, nişan bozulması, evlenmenin feshi, bedensel zarar ve ölüme neden olma durumlarından biri ile kişilik haklarının zedelenmesidir.” şeklinde belirtmiştir.
Sonuç olarak ilgili kanun ve mahkeme kararları ışığında zarar görenin haklarını koruma amacıyla, izlenecek hukuki yollar ile uyuşmazlığın dengeli bir şekilde çözümü esas alınarak etkin bir koruma mekanizması sağlanmıştır. Haksız fiil hükümlerine dayalı olarak tazminat haklarınızın korunması ve olası ihlallerin önlenmesi için hukuki sürecin sağlıklı ilerlemesi, hak kaybı yaşamamanız için avukata danışmanızın önemini vurgulayarak bu konuda uzman olan ekibimize danışmanızı önermekteyiz.