Kamulaştırmaya Dair Tapu İptal Davası
Kamulaştırmaya Dair Tapu İptal Davası
Kamulaştırma, kamu yararını gerçekleştirmek amacıyla özel mülkiyette bulunan taşınmazların idare tarafından belirlenmiş olan bedel karşılığında, idare tarafından edinilmesi işlemidir. Bu süreç, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu çerçevesinde yürütülmektedir. Kamulaştırma işlemi tamamlandıktan sonra, bazı durumlarda taşınmazın tapu kaydında hatalı veya haksız tescil ortaya çıkması söz konusu olacaktır. Bu tür durumlarda, tapu iptali davası açılması yoluna başvurulacaktır.
Kamulaştırma İşlemi ve Tapu Tescili
Kamulaştırma süreci, idarenin kamu yararı kararı almasıyla başlamaktadır. Sonrasında taşınmazın değeri tespit edilmektedir ve taşınmazın malikine belirlenen bedel ödenmektedir. Ödemenin gerçekleştirilmesiyle birlikte, taşınmazın mülkiyeti idareye geçer ve tapu sicilinde idare adına tescil edilir. Ancak, bu süreç tamamlandıktan sonra bazı durumlarda taşınmazın tapu kaydı, haksız veya hatalı bir şekilde üçüncü kişiler adına yeniden tescil edilebilmektedir.
Tapu İptal Davası ve Yetkili Mahkeme
Kamulaştırma işleminin iptali davası, kamulaştırma bedel tespiti ve tescili davası dilekçesinin tebliğinden veya tebligat yapılamayanlara mahkeme tarafından gazete ile yapılan ilandan itibaren 30 gün içerisinde açılması gerekmektedir. Söz konusu süre hak düşürücü bir süre olup bu sürenin geçmesi halinde kamulaştırma işleminin iptali davası açma hakkı kaybedilecektir.
Bu tür davalarda, taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi yetkili olup görevli mahkeme ise “Asliye Hukuk Mahkemeleri" olarak düzenlenmiştir.
Kamulaştırma Kanunu 14. maddeye göre;
“Kamulaştırmaya konu taşınmaz malın maliki tarafından 10 uncu madde gereğince mahkemece yapılan tebligat gününden, kendilerine tebligat yapılamayanlara tebligat yerine geçmek üzere mahkemece gazete ile yapılan ilan tarihinden itibaren otuz gün içinde, kamulaştırma işlemine karşı idari yargıda iptal ve maddi hatalara karşı da adli yargıda düzeltim davası açılabilir.
İdari yargıda açılan davalar öncelikle görülür.
İştirak halinde veya müşterek mülkiyette, paydaşların tek başına dava hakları vardır.
İdare, kamulaştırma belgelerinin mahkemeye verildiği günden itibaren otuz gün içinde maddi hatalara karşı adli yargıda düzeltim davası açabilir. İdare tarafından, bu Kanun hükümlerine göre tespit olunan malike ve zilyede karşı açılan davaların görülmesi sırasında, taşınmaz malın gerçek malikinin başka bir şahıs olduğu anlaşıldığı takdirde, davaya bu gerçek malik, tapu malikinin daha önce öldüğü sabit olursa mirasçıları da dahil edilmek suretiyle devam olunur.
Açılan davaların sonuçları dava açmayanları etkilemez.” şeklinde dava hakkı düzenlenmiştir.
İlgili Yargıtay Kararları
(Danıştay 6. D., 1988/2584 E., 1988/1483 K., 21.11.1988 T.)
“Dava taşınmazın … Devlet yolu … geçişi için kamulaştırılmasına ilişkin davalı idare işleminin iptali isteğiyle açılmış İdare Mahkemesince, taşınmazın devlet yollarının yapımı ile görevli Karayolları Genel Müdürlüğünce 2942 sy. yasa hükümleri gereğine uygun olarak kamulaştırıldığı, dava ve kamulaştırma tarihinde bu yerin 3040 m2’lik bölümü imar planında park yeri ve sanayi bölgesi olarak ayrılmışsa da, belediye meclisince daha sonra alınan kararda, planın değiştirilip kamulaştırma amacına uygun hale getirildiği, sonuç olarak ortada yasaya aykırı bir durum kalmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, karar davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava konusu işlemin iptali isteği ile açılan davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddi yolundaki temyize konu İdare Mahkemesi kararında, 2577 sy. İdari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesinin 1.fıkrasında sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, bozma istemi yerinde görülmeyerek anılan mahkeme kararının onanmasına karar verildi.”
(Danıştay 6. D., 2016/6838 E., 2020/12717 K., 14.12.2020 T.)
“İmar planlarında değişiklik yapılarak yolların kaydırılmasında mülkiyet ve mevcut yapılaşmanın gözetilmesi gerekmektedir… Dava konusu imar planı değişikliğinin imar mevzuatına uygun olmadığı sonucuna varılmıştır. Kamulaştırma işlemi tesis edilirken kamu yararı ile kişinin mülkiyet hakkı arasındaki adil dengenin sağlanması önem arz etmektedir. AİHM ve AYM kararlarında belirtilen ilkeler ışığında uyuşmazlık konusu olayda bu dengenin kişi aleyhine orantısız olarak bozulduğu, mülkiyet hakkının ölçülülük ilkesine aykırı olarak kısıtlandığı sonucuna ulaşılmıştır. Bu itibarla, dava konusu 1/5000 ölçekli nazım imar planı ile 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliği ile değişikliğe göre tesis edilen kamulaştırma işleminin iptali gerektiğinden davanın reddine ilişkin temyize konu İdare Mahkemesi kararında isabet bulunmamaktadır.” olan kararında kamulaştırma işleminin, bir idari işlem olduğu için buna ilişkin unsurların hukuka uygun olması gerektiği vurgulanmıştır. Kamulaştırma işlemi tesis edilirken kamu yararı ile kişinin mülkiyet hakkı arasındaki dengenin gözetilmesi gerekmektedir. Mülkiyet hakkının ölçülülük ilkesine aykırı olarak kısıtlanması, kamulaştırma işleminin iptali davasının açılmasına yol açacaktır.
Sonuç
Bu süreçte, alanında uzman bir avukat ekibinden destek alınması hukuki riskleri en aza indirecektir. Haklarınızın korunması ve olası ihlallerin önlenmesi için hukuki sürecin sağlıklı ilerlemesi, hak kaybı yaşamamanız için avukata danışmanızın önemini vurgulayarak bu konuda uzman olan ekibimize danışmanızı öneririz.