Tapu İptal Davası ve Tapu Tescil Davasında Dava Vekilliği ve Danışmanlık

  • Gayrimenkul Hukuku
  • Tapu İptal Davası ve Tapu Tescil Davasında Dava Vekilliği ve Danışmanlık
Tapu İptal Davası ve Tapu Tescil Davasında Dava Vekilliği ve Danışmanlık

Tapu İptal Davası ve Tapu Tescil Davasında Dava Vekilliği ve Danışmanlık

Tapu İptal Davası ve Tapu Tescil Davasında Dava Vekilliği ve Danışmanlık

Tapu iptal ve tescil davaları, Türk Medeni Kanunu’nun taşınmaz mülkiyeti ve tapu siciline ilişkin hükümleri çerçevesinde, taşınmaz üzerindeki mülkiyet hakkının hukuka aykırı bir şekilde devredildiği veya tescil edildiği durumlarda açılan davalardır. Bu davalar, genellikle taşınmazın hile, sahtecilik, cebir, hata veya irade fesadı gibi nedenlerle el değiştirdiği veya yanlış tescil işlemlerinin yapıldığı durumlarda gündeme gelmektedir.

Tapu iptali davası ve tapu tescil davası, taşınmazlarla ilişkin olup mülkiyet hakkıyla bağlantılıdır. Mülkiyet hakkı; hem Anayasamızda hem de Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve ek protokollerinde korunmaktadır. 

Tapu İptali ve Tescil Davaları

Tapu İptal ve Tescil Davası, hukuki anlamda bir gayrimenkul üzerindeki mülkiyetin iptal edilmesi ve tescilinin sağlanması amacıyla başlatılan dava türleridir. 

Hazırlanan dava dilekçesi, yetkili mahkemeye sunulmasının ardından; söz konusu mahkemenin tapuda yer alan bilgilere göre davanın kabul edilip edilmeyeceğine karar vermesiyle süreç ilerlemektedir.

Davanın açılabilmesi için geçerli bir iptal veya tescil nedeni bulunmalıdır. Hukuki ehliyetsizlik, sahte vekaletname ile taşınmaz devri, muris muvazaası gibi nedenler bu kategoride değerlendirilebilecektir.

Türk Medeni Kanunu 1007. maddeye göre, “Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur. Devlet, zararın doğmasında kusuru bulunan görevlilere rücu eder. Devletin sorumluluğuna ilişkin davalar, tapu sicilinin bulunduğu yer mahkemesinde görülür.” şeklinde ifade edilerek tapu sicilinin tutulmasında devletin sorumluluk hususu düzenlenmiştir. 

TMK 1020. maddede tapu sicilinin aleniliği şöyle açıklanmıştır: “Tapu sicili herkese açıktır. İlgisini inanılır kılan herkes, tapu kütüğündeki ilgili sayfanın ve belgelerin tapu memuru önünde kendisine gösterilmesini veya bunların örneklerinin verilmesini isteyebilir. Kimse tapu sicilindeki bir kaydı bilmediğini ileri süremez.” 

Tescilin Yolsuz Olması

Yolsuz tescil, TMK 1024. maddede, “Bir aynî hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise, bunu bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişi bu tescile dayanamaz. Bağlayıcı olmayan bir hukukî işleme dayanan veya hukukî sebepten yoksun bulunan tescil yolsuzdur. Böyle bir tescil yüzünden aynî hakkı zedelenen kimse, tescilin yolsuz olduğunu iyiniyetli olmayan üçüncü kişilere karşı doğrudan doğruya ileri sürebilir.” olarak ifade edilmiştir. Yolsuz tescil, bağlayıcı olmayan bir hukuki işleme dayanan veya hukuki sebepten yoksun bulunan tescildir. Kanun maddesinde belirtildiği üzere; tescilin yolsuz olması söz konusu ise tescilden yararlanan tarafın iyi niyetli olup olmamasına bakılmaksızın kaydın iptali veya düzeltilmesi dava yoluyla istenebilecektir. 

Bu maddeler doğrultusunda açılan tapu iptali ve tescil davaları, taşınmaz mülkiyetinin korunması ve hukuka aykırı tescillerin düzeltilmesi amacı taşımaktadır. Ayrıca, Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) usul hükümleri çerçevesinde davalar yürütülmektedir.

Tapu İptali ve Tescil Davalarında Görevli ve Yetkili Mahkeme

Tapu iptal ve tescil davalarında genel görevli mahkeme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 2. maddesinde belirtildiği üzere “Asliye Hukuk Mahkemeleri”dir. Fakat bu genel kuralın istisnaları mevcuttur.

Örneğin ticari ilişkiden kaynaklanan tapu iptali ve tescil davalarında Asliye Ticaret Mahkemeleri yetkili olabilmekteyken, tüketici ilişkisinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil davaları Tüketici Mahkemelerinde görülebilmektedir.

Ayrıca bir kişinin birden fazla taşınmaz alımında bulunması halinde artık ortada bir tüketici ilişkisi bulunmayacağına ve bu tip durumlarda Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olması gerektiğine ilişkin Yargıtay kararları mevcuttur. 

Tapu iptali ve tescil davalarında yetkili mahkeme, 6100 sayılı kanunda ifade edildiği üzere davaya konu olan taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi olmaktadır. Yetkili mahkeme olan taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi, kanun hükümlerine göre kesin yetkili mahkemedir. Buna göre taraflar yetki sözleşmesi ile başka bir mahkemeyi yetkili mahkeme olarak belirleyemeyeceklerdir. 

Tapu İptal ve Tescil Davalarında Zamanaşımı 

Tapu iptali ve tescil davaları, ayni hak olan mülkiyet hakkının korunmasıyla bağlantılı olduğu için kural olarak zamanaşımı söz konusu olmayacaktır. Fakat bunun istisnai örneğini belirtmek gerekirse, kadastro öncesi hakka dayalı tapu iptali ve tescil davalarında 10 yıllık zamanaşımı süresi öngörülmüştür. Bu tip istisnai durumlar sebebiyle olumsuz bir durumla karşılaşmamak içi, tapu iptali ve tescil davası açılması gereken hallerde mutlaka alanında uzman bir gayrimenkul avukatından hukuki danışma ve dava temsil desteği almanızı tavsiye ederiz.

Sonuç

Tapu iptal ve tescil davalarında uzman bir avukatın süreci takip etmesi, sürecin hukuki karmaşıklığı ve usul kurallarının titizlikle uygulanması gerektiği için büyük önem taşımaktadır. Vekil aracılığıyla yürütülen bu davalarda, hak kayıplarının önlenmesi ve sürecin etkin bir şekilde yönetilmesi sağlanmaktadır. Bu sebeplerden dolayı alanında uzman ekibimize danışmanızı önermekteyiz.