Hatalı İlaç Yazımında Doktor ve Eczacının Hukuki Sorumluluğu

Hatalı İlaç Yazımında Doktor ve Eczacının Hukuki Sorumluluğu

İLAÇ HUKUKU NEDİR ?

Malpraktis davalarını ilgilendiren alt birimlerden biri ilaç hukukudur. İlaç hukuku; ilaç üretimi, dağıtımı, satın alımı ve marka patent uyumu gibi konuların tümünü kapsar. Temel olarak hastanın, herhangi bir hastalığın önlenmesi veya tedavi edilmesi için gereken ilaç desteğini almasını konu edinir. Hastaya yanlış veya yetersiz ilaç reçete edilmesi, tedavi sırasında patentsiz ilaç kullanılması, ilaç kullanım tekniğinin doğru olmaması gibi hastanın zarar görmesine sebep olan durumlardaki hekim sorumluluğunu inceler. Bununla birlikte standart ve bilimsel normlara dayalı şekilde sürdürülen bir ilaç tedavisi sonucu oluşan komplikasyonların tümünü hekim sorumluluğunda tutmaz.

YANLIŞ İLAÇ YAZILMASI HALİNDE DOKTORUN SORUMLULUĞU

Doktor hatalı ilaç yazarsa dava açılabilir mi ? Dozaj hataları, ilacın yanlış miktarının verilmesi veya yanlış bir şekilde hesaplanması durumunda ortaya çıkar. Örneğin, bir doktorun yanlışlıkla hastaya çok fazla veya çok az ilaç reçete etmesi bir dozaj hatası olarak kabul edilir. Bu tür hatalar, hastaların sağlığını ciddi şekilde etkileyebilir ve hatta yaşamı tehdit edebilir.

Yanlış ilaç verme, ilacın yanlış bir şekilde hastaya verilmesi durumunda ortaya çıkar. Bu hata genellikle yanlış etiketleme veya karışıklık nedeniyle meydana gelir. Örneğin, bir hemşirenin yanlışlıkla yanlış bir ilacı hastaya vermesi bir yanlış ilaç verme hatası olarak kabul edilir. Bu tür hatalar da hastaların sağlığını ciddi şekilde etkileyebilir.

Reçete hataları ise, doktor veya eczacının ilaç reçetesiyle ilgili bir hata yapması durumunda ortaya çıkar. Bu hatalar genellikle yanlış dozaj veya yanlış ilaç reçetesi gibi durumları içerir. Örneğin, bir doktorun yanlışlıkla yanlış bir dozajı reçete etmesi veya bir eczacının yanlış bir ilacı vermesi bir reçete hatası olarak kabul edilir. Bu tür hatalar da hastaların tedavisini etkileyebilir ve ciddi sonuçlara yol açabilir.

Davacı, davalının üretimi olan bir ilacı reçete ile eczaneden satın alıp kullandığını, haplardan birinin içinde gözle görülebilen bir kıl olduğunu gördüğünü belirterek, uğradığı maddi ve manevi zararın ödetilmesini istemiştir… 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Yasa’da, tüketiciler ile üreticiler arasındaki mal alım satımından kaynaklanan anlaşmazlıkların çözümü ile ilgili yeni kurallar getirilmiş ve bunlardan kaynaklanan davalara bakma görevi de aynı Yasa’nın 23. maddesi gereğince özel bir yargılama usulü ile Tüketici Mahkemelerine verilmiştir… Somut olayda davacı, satın aldığı davalının ürettiği ilaçtan kıl çıkması sebebiyle zarara uğradığını ileri sürdüğüne göre yargılamanın da özel yetkili Tüketici Mahkemesinde yapılması gerekir… Yerel mahkemece, açıklanan yönler gözetilerek, mahkemenin görevsizliği sebebiyle dava dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasının incelenmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması” gerektiği sonucuna varılmıştır.” (Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 17.02.2011 tarihli ve E.2011/581 ve K.2011/1455 sayılı),

Yukarıda yazılan Yargıtay kararında hastanın eczaneden almış olduğu reçeteli ilaçta haplardan birinin içinde gözle görülebilen bir kıl çıkmış ve Yüksek yargı bunun tüketici mahkemesinde görülmesi gereken bir tazminat türü olduğuna karar vermiştir.

İLAÇ PROSPEKTÜSLERİNDE BELİRTİLMEYEN YAN ETKİLERİN GÖRÜLMESİ HALİNDE KİM SORUMLU TUTULACAKTIR?

KiracınınProspektüslerde ilacın kullanım amacı, kimlerin ilacı kullanmaması gerektiğine dair uyarılar, ilacın kullanım talimatı ve ilacın neden olabileceği yan etkiler yer almaktadır. Bazı durumlarda ortaya çıkan durum ilacın kendi yapısından da kaynaklanabilmektedir. Bu durumda ilaç üreticisi ilaç prospektüsünde ortaya çıkan yan etkiye yer vermişse sorumluluğu doğmayacaktır. Örnek verecek olursak Yargıtay’ın bir kararında211 ilaç prospektüsünde sindirim sistemi hassasiyeti olan kişilerin ağrı kesici ilacı kullanırken dikkatli olması hatta mümkünse ilacın kullanılmaması gerektiği belirtilmiştir. Böyle bir durumda ilaç kullanımı sonucunda hastanın mide kanaması geçirdiği durumda ilaç üreticisi ya da eczacının sorumluluğu doğmayacaktır. Ancak bu husus belirtilmemişse ilaç üreticinin sorumluluğu gündeme gelecektir.

İLAÇ HATALARINDA HUKUKEN SORUMLU TULULAN KİŞİLER:

İlaç hataları, birçok kişiyi etkileyebilecek hukuki sorumluluklara yol açabilir. Bu hataların sonuçları ciddi olabilir ve taraflar arasında çeşitli sorumluluklar ve haklar tartışılmaktadır.

Doktorlar, ilaç hatalarında önemli bir rol oynarlar. Doğru bir şekilde ilaç yazmak, hastaların tıbbi geçmişlerini dikkate almak ve uygun dozajları belirlemek gibi sorumluluklarını yerine getirmek zorundadırlar. Ayrıca, hastalara ilaçlar hakkında doğru bilgi vermek ve potansiyel yan etkiler hakkında uyarıda bulunmak da doktorların sorumluluğundadır.

Eczacılar da ilaç hatalarında sorumluluk taşır. İlaçları doğru bir şekilde hazırlamak, etkileşimler konusunda dikkatli olmak ve doğru dozajları sağlamak gibi önemli görevleri vardır. Ayrıca, hastalara ilaçların nasıl kullanılacağı konusunda açık ve anlaşılır talimatlar vermek de eczacıların sorumluluğundadır. Örneğin eczacının ilacı her ne kadar ismi ve kutusu birbirine benzemekte ise de, diploma sahibi yüksek özen borcu olan eczanede satılması ve yanlış ilaç verilmesinde kusurlu olduğu yüksek mahkemece kabul edilmiştir.

Bursa BAM 8. Hukuk Dairesi, 21.09.2018 tarihli ve 2018/355 E., 2018/981 K. sayılı kararı - “ilacın her ne kadar ismi ve kutusu birbirine benzemekte ise de, diploma sahibi yüksek özen borcu olan eczanede satılması ve yanlış ilaç verilmesinde ilaç firmasının kusuru ve eylemle, uygun illiyet bağı olmaması nedeniyle sorumluluğunun olmadığı yönündeki mahkeme kararı doğrudur.”

İlaç üreticilerinin sorumluluğu gündeme gelebilecektir. Üreticinin ya da ithalatçının sorumlu tutulabilmesi için hatalı ilacın piyasaya sürülmesi, bir zarar doğması, ortaya çıkan zarar ile uygunsuzluk olarak ifade edilen hata arasında nedensellik bağının varlığı gibi şartların tümü mevcut olmalıdır.

HATALI İLAÇ YAZILMASI HALİNDE DOĞAN TAZMİNAT HAKKI

İlaç hataları, ciddi sonuçlara yol açabilir ve bu sonuçlar tazminat taleplerini beraberinde getirebilir. Bu hataların neden olduğu zararlar, hastaların yaşadığı maddi ve manevi kayıpları içerebilir. Hasta zararları, örneğin yanlış ilaç kullanımı sonucu ortaya çıkan sağlık sorunları, uzun süreli tedavi gereksinimi veya hatta kalıcı hasarlar olabilir. Üründeki hatanın yaralanmaya sebebiyet vermesi halinde ise tedavi masrafları, mevcuttaki ve müstakbel kazanç kayıpları ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğacak kayıplar üreticiden istenebilecektir. Tedavi masraflarına tahlil, teşhis, doktor, hastane veya evde sürekli bakım giderleri gibi tedaviye yönelik masraflar örnek gösterilebilir.

’Davacı ... ve annesi ..., davacı ...'ın kronik böbrek yetmezliği hastalığının olduğunu, durumu tehlike arzedince diğer davacı annenin kendisine böbreğini bağışladığını, 21.03.2008 tarihinde davalı hastanede ameliyat edildiğini, 03.04.2008 tarihinde de taburcu olduğunu, taburcu olmadan önce davalı hemşire ... tarafından ilaç kullanım kartı düzenlendiğini ve kendisine bu kartta yazılı olmayan hiçbir ilacı kullanmaması gerektiğinin tembih edildiğini, bu nedenle bu karttaki yazılı ilaçları kullanmaya başladığını ancak bir süre sonra rahatsızlandığını ve tekrar hastaneye başvurduğunu, burada kendisine ameliyat sonrası kortizon ilacı kullanmadığı için böbreğin atmadığının ve durumunun tehlikeye girdiğinin söylendiğini, yoğun tedaviler görmek zorunda kaldığını, fiziki görünümünün değiştiğini, uygulanan pas tedavisi nedeniyle vücuduna kansorejen maddeler zerkedildiğini bu nedenle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik davacı ... için 1.000,00 TL tedavi masrafının, 2.000,00 TL işgörmezlik tazminatının, diğer davacı anne için 100,000,00 TL, ... için 200.000,00 TL manevi tazminatın faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Eldeki dava ile davacı, böbrek nakli sonrası yazılan ilaç kullanım kartında kullanması gereken bir ilacın yazılı olmaması nedeniyle rahatsızlandığını ve nakil sonrası hem nakledilen böbreğin hemde sağlık durumunun tehlikeye düştüğünü iddia ile işgörememezlik tazminatı talep etmiş, mahkemece, bu hususta bir inceleme yapılmadan tüm maddi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir. Davacının bu talebi ile ilgili tüm delilleri toplanarak konusunda uzman bilirkişi vasıtasıyla işgörememezlik tazminatına hak kazanıp kazanmadığı araştırılıp hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.’’(13. Hukuk Dairesi, 2015/23180 E., 2017/11457 K.)

YANLIŞ İLAÇ VERİLMESİNDE ECZACININ SORUMLULUĞU

Bir Yargıtay kararında davacı haksız fiil nedeniyle yaptığı masraflara ilişkin belge ibraz edememiştir. Ancak yaşanan olay sebebiyle davacı çocuğun yaralandığı ve tedavi görmüş olduğu sabit olup doktor, hastaneye ulaşım masrafları, konaklama ve ilaç gibi giderlerinin davalı tarafından karşılanması gerekmektedir. Mahkeme, davacının belge sunamaması nedeniyle davayı reddetmiştir. Halbuki tedavi masraflarının bir belgeye bağlanması gibi bir koşul yoktur. Zarar görenin zarar gördüğünü kanıtlaması yeterli kabul edilmekte olup tedavi masrafları için ayrıca fatura ya da makbuz gibi belge getirmesi şartı bulunmamaktadır. Zararın gerçek miktarı hesaplanamıyorsa hakim TBK 50/2 hükmü gereği hakim, zararın miktarını hakkaniyet uygun bir şekilde belirlemelidir. Bu nedenle hakim, zararı ve zararın kapsamını araştırmalı ve uzman bilirkişi aracılığıyla zarar miktarını hesaplatmalıdır.

Genel tıbbi kötü uygulama ve Malpraktis sonucu doğan zararlar için ise sitemizde bulunan diğer yazımızı inceleyebilirsiniz:

Doktor Hatası Dava Avukatı (Malpraktis Avukatı)

İLAÇ HATALARINDA GÖREVLİ VE YETKİLİ MAHKEME

Kişinin zarara uğraması nedeniyle açılacak tazminat davalarında görevli mahkemenin belirlenebilmesi için öncelikle zararın kaynağının belirlenmesi gerekmektedir. Hastanın ilaç hatası sebebiyle açacağı maddi ve manevi tazminat davalarında tüketici mahkemeleri görevli olacaktır.

Yetkili mahkeme ise HMK md.6 gereği davalı tüzel veya gerçek kişinin davanın açılış anındaki yerleşim yeri mahkemesi olacaktır. Hatalı ilaçtan kaynaklanan bir zararın meydana gelmesi halinde durum TBK hükümleri kapsamında değerlendiriliyorsa yetkili mahkeme HMK m.6 hükmü uyarınca davanın açıldığı andaki davalının yerleşim yeri mahkemesi olacaktır.