Start-up Şirket Avukatlığı

START-UP’ LARIN FİNANASMAN BAKIMINDAN HUKUKİ DESTEK İHTİYAÇLARI

Kelime anlamı olarak finansman bir girişime, bir işletmeye, işleyebilmesi, gelişebilmesi için gereken parayı ve krediyi sağlamak işi olarak tanımlanmaktadır.

Alternatif finansman yöntemlerinin varlığı, yeni kurulan yüksek potansiyelli firmalar ile hızla büyüyen KOBİ’ler için bankacılık dışı ve bankalara bağlı olmayı gerektirmeyen bir yöntemler olmaktadırlar.  Alternatif finansman türleri, firmaların kredi kanalıyla klasik bankacılığa bağımlılığını azaltarak potansiyel finansal riskleri dengeleyici rol oynamakta ve taraflar arası borç verme veya doğrudan hisse bazlı yatırım prensibine dayanmaktadır. Bu noktada alternatif finansman yöntemleri arasında en popülerleri melek yatırımcılık, leasing ve kitle fonlaması modelleridir.

Bu noktada diyebiliriz ki biz de makalemizde alternatif finansman yöntemleri olan melek yatırımcılık, leasing ve kitle fonlaması modellerini inceleyeceğiz. Keyifli okumalar dileriz.

Günümüzde girişimcilik nezdinde START-UP şirketleri ve bu şirketlerin finaansmanları bakımından da bir hukuki hizmet söz konusu olup START-UP hukuku adı altında hizmet verilmektedir. Şöyle  ki alternatif finansman yöntemleri sadece KOBİ’ler ya da hızla büyümekte olan firmalar için değil yeni bir kan olan START-UP girişimler için de epey önemli olmaktadır. Bu noktada START-UP şirketler açısından da hukuki hizmet ve Start-Up içi finansman yöntemlerini Sart-Up hukuku çerçevesinde değerlendirmiş olacağız.

Portföy Yönetim Şirketleri de Portföy yönetim şirketi, ana faaliyet konusu fonların kurulması ve yönetimi olan ve anonim ortaklık şeklinde kurulan sermaye piyasası kurumlarıdır. Bu noktada portföy yönetim şirketlerine bireysel ya da kurumsal başvuru yapılabilmektedir. Portföy Yatırım Şirketleri’ni de makalemizde incelemiş olacağız. Belirtmemiz gerekmektedir ki finansman açısından bir Start-Up bakımından alternatif finansman yöntemleri, Portföy Yönetim şirketlerinden daha yeğdir. Tabi konuyla ilgili Start-Up Hukuku bakımından profesyonel bir Start-Up avukatından destek almak isterseniz bağlantıya tıklayabilirsiniz.

Start-Up nedir, Start-Up nasıl kurulur, Start-Up hisseleri ve girişimler, girişim nedir, bu konular hakkında hukuki destek nasıl alabilirim gibi konularda kafa karışıklığı yaşamanız durumunda Start Up avukatına danışmak isterseniz bağlantıya tıklayabilirsiniz. 

START-UP’LAR İÇİN FİNANSMAN NEDİR? FİNANSMAN YÖNTEMLERİ NELERDİR

Finansman girişimciler, hızla büyüyen firmalar ve KOBİ’ler için çok mühim bir durumdur. Bu saydığımız oluşumların gelişimi de finansman yöntemlerine erişimle mümkün olabilmektedir. Bu anlamda finansman, işletmenin amaçlarına ulaşması için ihtiyaç duyulan fonların tedariki olarak tanımlanabilir.

Şöyle ki girişimciler ve KOBİ’ler için banka kredileri, ticari krediler  gibi geleneksel finansman yöntemleri maliyetli ve karmaşık olabilmektedir. Buna nazaran alternatif finansman yöntemleri daha bağımsız daha az maliyetli ve karmaşık olmayan süreçler içermektedir.

Alternatif finansman yöntemleri; Girişim Sermayesi (Risk Sermayesi), Melek Yatırım, kitle fonlaması, Mikro Finansman, İslami Bankacılık, Leasing, Faktoring ve Bartering ve Forfaiting şeklinde sayılabilmektedir. Biz makalemizde bu yöntemlerden en popüler olanlarını yani Melek Yatırım, Kitle Fonlaması ve Leasing’i incelemiş olacağız.

START-UP’ LAR İÇİN ALTERNATİF FİNANSMAN YÖNTEMLERİ

MELEK YATIRIM NEDİR ? 

Melek Yatırım, ABD’de çokça gelişmiş olup ülkemizde ise Bireysel Katılım Sermayesi Kanunu’nun çıkartılmasıyla birtakım teşviklerin sağlanmasıyla birlikte yaygınlaşmıştır.  Melek yatırım kavramının içerisinde iki temel unsur bulunmaktadır. Bunlar şu şekildedir:

• Girişimci.
• Riski büyük oranda üstlenen ülkemizde mevzuata göre Bireysel Katılım Yatırımcısı olarak bilinen Melek Yatırımcı. 

Melek Yatırım, şahısların (melek yatırımcıların) belirli kriterleri sağlayarak aldıkları lisanslarla bir yatırımcı ağına üye olmalarını zorunlu kılmaktadır. 

Melek yatırımcının, yatırım yaptığı şirketle yakın ilişki içerisinde olması ve şirkete destek sağlaması da söz konusudur. Yani melek yatırımcılar, işletmelere finansal kaynağın yanı sıra kendi bilgi ve birikimlerini de aktararak girişimcilere yol göstermektedirler. Melek yatırımcılar sermayeleri yanında bilgi ve tecrübeleriyle bizzat şirketlerin yönetiminde aktif rol almaktadırlar. Melek yatırımcılığı girişim sermayesinden ayıran en temel özelliğin şirket yönetiminde aldıkları bu aktif rol olduğunu söyleyebilmekteyiz.

Melek yatırımcılar, kendi sermayelerini küçük bir şirket grubuna yatıran yüksek değere sahip bireyler, yatırımcılardır. Yani melek yatırımcılar, daha küçük sermaye gerektiren başlangıç aşamasında fon sağlamada önemli bir role sahip olmaktadırlar. Ve melek yatırımcılar, şirketler girişim sermayesi finansmanını sağlayıncaya kadar finansman sağlama konusunda köprü görevi üstlenmektedirler. 

Melek yatırımcılar, yatırım kararları verirlerken finansal faktörlerin yanı sıra, finansal olmayan yatırım teşvik edici faktörleri de düşünmektedirler. Yatırım kararı, ekonomik, sosyal veya kişisel sebeplerden etkilenmektedir. Bu konuyla ilgili çalışmalara bakıldığında, Wetzel (1982; 1983), finansal olmayan faktörlerin melek yatırımcıların kararlarında önemli bir etkiye sahip olduğunu bulmuştur. Yatırım kararlarında girişimcilik süreci içerisinde ve bu sürecin parçası olma ihtiyacı da melek yatırımcıları motive eden önemli bir unsurdur. Benzer bir sonuca, Van Onasbrugge ve Robinson (2000) çalışmalarında ulaşmışlardır. Yazarlar, melek yatırımcıların yatırım kararlarını etkileyen faktörleri üç kategori içerisinde değerlendirmişlerdir. Yazarlar bu faktörleri; ekonomik, girişim sürecinde rol oynama ve finansal olmayan nedenler (sosyal sorumluluk) olarak ifade etmişlerdir. Bu da göstermektedir ki, girişimci niyeti veya girişim sürecinin bir parçası olmak, melek yatırımcı kararlarını etkileyen finansal olmayan önemli faktörlerdir.

Bu noktada diyebiliriz ki START-UP şirketleri bakımından da melek yatırımcı önem arz etmektedir. Makalenin devamında bu konuyu inceleyeceğiz.

KİTLE FONLAMASI NEDİR ? 

Kitle fonlaması; bir projenin gerçekleştirilebilmesi için geleneksel bankacılık sisteminden ve sermaye piyasalarından fon teminine ilişkin yöntem ve araçlara bir alternatif olmuş olup çok sayıda bireyden, yatırımcıdan veya gruptan internet vasıtasıyla fon toplamak yoluyla gerçekleştirilen alternatif bir finansman yöntemidir. Özellikle dış finansman ihtiyacı bulunan küçük ve orta büyüklükteki işletmeler, START-UP’lar ve KOBİ’ler için girişimlerin kaynağa erişmelerine kolaylık sağlayan alternatif bir finansman yöntemidir. Aynı zamanda bir yatırım sistemi olan kitle fonlaması, katma değeri ve rekabet edebilirliği yüksek teknolojik ürün ve hizmet üretimini planlayan iş fikirleri ile girişim şirketlerinin ihtiyaç duyduğu finansal kaynakların toplanması amacıyla oluşturulmuş bir alternatif finansman yöntemidir.

Kitle fonlamasını çevrimiçi platformlar üzerinden tanıtılan proje ve şirketlere ilgili küçük yatırımcıların doğrudan fon sağlaması şeklinde özetleyebiliriz. Kitle fonlaması pay tabanlı fonlama yanında, borç ve ödül veya bağış yöntemleriyle de yapılabilmektedir. Bir anlamda kitle fonlaması tasarruf sahibi milyonlarca potansiyel yatırımcı ile finansmana ihtiyaç duyan firmaları buluşturan çevrimiçi pazarlar olarak çalışmaktadır. Bu noktada diyebiliriz ki kitle fonlaması sayesinde; ilgili finansal aracılığın maliyeti, sıfıra yakın seviyelere düşürülürken işlemler de oldukça dinamik bir şekilde yapılabilmektedir.

STARTUP LAR İÇİN LEASİNG 

Leasing / finansal kiralamayı taşınır ya da taşınmaz bir yatırım malının; süresi, kira bedelleri ve koşulları belirlenmiş bir sözleşme kapsamında; kiralayan (leasing işlemini gerçekleştiren taraf) tarafından satın alınarak kiracıya (yatırımcı) kullanım hakkının verilmesini kapsayan orta ve uzun vadeli bir finansman yöntemi şeklinde tanımlayabiliriz. Yatırım malının mülkiyeti, sözleşme süresi boyunca kiralayanda bulunmakla birlikte, sözleşme sona erdiğinde kiracıya devredilir.

Leasing (Finansal Kiralama) Türleri Şu Şekildedir?

Leasing, temelde iki şekilde uygulanır:

• Standart Finansal Kiralama 
  
  Standart Finansal Kiralama yönteminde, kiracının (yatırımcı) seçtiği sabit kıymet, yine kiracının (yatırımcı) belirlediği satıcıdan/üreticiden, kiralayan tarafından satın alınarak kiralanır ve sözleşme süresinin sonunda kiracıya sembolik bir bedelle devredilmektedir.
  
  
• Sat Geri Kirala
  
  Sat Geri Kirala, leasing’e (finansal kiralama) konu sabit kıymet, bizzat kiracının kendisinden satın alınarak tekrar aynı kiracıya finansal kiralama olarak kiralanması şeklinde bir yatırımdır. Sözleşmeye ilişkin ödemeler tamamlandıktan sonra, sabit kıymet tekrar kiracıya geri devredilmektedir.
  
  

Kimler Leasing ile Yatırım Yapabilir? 

Genel olarak vergi mükellefi olan, yatırım yapmayı, işini büyütmeyi amaçlayan tüm gerçek ticari ve tüzel kişilikler ile hukuki işlem yapmaya yetkili kurum ve kuruluşların tamamı leasing (finansal kiralama) ile yatırımlarını finanse edebilmektedirler. Leasing yapabilecek kurum ve kuruluşların bazıları şu şekildedir: 

• Anonim şirketler
• Limited şirketler
• Şahıs şirketleri
• Çiftçiler
• Vakıflar
• Kooperatifler
• Ortak Girişimler

Hangi Tür Mallar İçin Leasing Yapılabilir?

Tanım olarak, amortismana tabi her türlü sabit kıymet için leasing yapılabilir. İhtiyaçlarınıza ve yatırım planlarınıza göre leasing ile finanse edilebilecek başlıca sabit kıymetler:

• İş ve inşaat makineleri
• Endüstriyel makine ve ekipmanlar
• Tekstil makineleri
• Metal işleme makineleri 
• Yenilenebilir enerjisi üretim ve enerji verimliliği ekipmanları
• Ticari amaçlı gayrimenkul
• Tarım makineleri
• Plastik işleme makineleri
• Sağlık sektörü ekipmanları
• Matbaacılık ve kağıt işleme makineleri
• Bilgi işlem ve büro sistemleri
• Elektronik ve optik cihazlar
• Turizm ekipmanları

START-UP ŞİRKETLERİNİN ALTERNATİF FİNANSMAN YÖNTEMLERİ AÇISINDAN HUKUKİ DESTEK İHTİYAÇLARI

Şöyle ki START-UP şirketlerinin finansmanı açısından geleneksel finansman yöntemleri olan bankalar ya da SPK kurumları karmaşık, maliyetli ve hantal olabilir. Bu nedenle de START-UP şirketler bakımından da alternatif finansman yöntemleri çokça tercih edilmekte ve kolaylık sunmaktadır.

START-UP şirketleri ve START-UP girişimleri açısından; şirket kuruluşu, şirket sözleşmeleri, şirket işleyişi ve şirket faaliyetleri açısından hukuki destek alınmasının önemli olduğunu belirtebiliriz. Çünkü Startup’lar, yenilikçi fikirleri hayata geçiren, büyüme odaklı ve genellikle teknolojiyi merkezine alan girişimler olup START-UP’ların sağlam bir hukuki altyapıya sahip olması finansmanları ve işeyişleri bakımından da çok önemlidir.

START-UP hukukundan bahsetmemiz gerekirse diyebiliriz ki Startup hukukunun, hızlı büyümeyi hedefleyen girişimlerin yasal gerekliliklerini karşılamaya yönelik bir hukuk alanı olduğunu söyleyebiliriz. Geleneksel işletmelerden farklı olarak, startup’lar genellikle risk sermayesi, hisse senetleri, teknoloji tabanlı hizmetler ve global ölçekli operasyonlarla ilişkili olmaktadır. START-UP’ ların Hukuki ihtiyaçlarının daha karmaşık ve çok boyutlu olduğunu söyleyebiliriz.

START-UP hukuku bakımından destek alabileceğiniz bazı konuları şöyle sıralayabiliriz:

• Şirket kuruluş prosedürleri,
• Fikri mülkiyet haklarının korunması,
• Yatırım sözleşmeleri ve risk sermayesi anlaşmaları,
• Çalışanlarla yapılan özel sözleşmeler,
• Uluslararası ticaret ve vergi mevzuatı. 

Şöyle ki alternatif finansman yöntemleri START-UP şirketleri açısından çok önelidir. Hatta diyebiliriz ki melek yatırım yöntemi START-UP’ lar açısından en iyi alternatif yöntemdir.

Özellikle melek yatırımcılar Startup’lara kişisel servetlerini kullanarak yatırım yapan kişiler olmaktadırlar. Bu yatırımcılar genellikle hisse karşılığında sermaye sağlayıp aynı zamanda deneyimleriyle startup’a mentorluk desteği de verebilmektedirler. Melek yatırımcılar genellikle yüksek büyüme potansiyeli olan girişimlerle ilgilenmektedirler. Bu yatırımcıların dikkatini çekebilmek için startup girişimini iyi bir şekilde tanıtmak ve sunmak çokça önemlidir.

FİNANSMAN AÇISINDAN PORTFÖY YÖNETİM ŞİRKETLERİ 

Portföy Yönetim Şirketlerinin ana faaliyet konusu fonların kurulması ve yönetimi olan ve anonim ortaklık şeklinde kurulan sermaye piyasası kurumudur.

Portföy yönetim şirketleri ana faaliyet konuları olan fon kurulması ve yönetimine ek olarak Kurul’dan yetki belgesi almak koşuluyla yatırım danışmanlığı faaliyetinde de bulunabilmektedirler. Bunun yanı sıra gerekli özsermaye şartına sahip olan portföy yönetim şirketleri Kurul’a bildirimde bulunarak sermaye piyasaları ile ilgili danışmanlık hizmetleri sunabilir, yatırım hizmetleri ve faaliyetleri ile sınırlı olarak kredi ya da ödünç verebilir ve döviz hizmetleri sunabilir, sermaye piyasası araçlarına ilişkin işlemlerle ilgili yatırım araştırması ve finansal analiz yapılabilir veya genel tavsiyede bulunabilir.Ayrıca, portföy yönetim şirketlerinin,

• Münhasıran payları yurt dışında yerleşik kişilere pazarlanacak yabancı kolektif yatırım kuruluşu kurmak ve yönetmek ile yurt dışında yerleşik kişilere portföy yönetim hizmeti vermek,
• Münhasıran girişim sermayesi yatırım fonu kurmak ve yönetmek,
• Münhasıran gayrimenkul yatırım fonu kurmak ve yönetmek
• Gayrimenkul ve girişim sermayesi yatırım fonu kurmak ve yönetmek 

üzere kurulması da mümkündür. Faaliyetleri sınırlı olan bu tür portföy yönetim şirketleri için ilgili mevzuatta sermaye ve organizasyon yapıları ile ilgili birtakım istisnalar tanınmış olup, portföy yönetim şirketlerinin girişim sermayesi yatırım fonlarını veya gayrimenkul yatırım fonlarını kurmak ve yönetmek üzere kurulması halinde faaliyet alanlarına göre ticaret unvanlarında "girişim sermayesi portföy yönetim şirketi", "gayrimenkul portföy yönetim şirketi"  veya “gayrimenkul ve girişim sermayesi portföy yönetim şirketi” ibaresi yer almaktadır.

Portföy Yönetim Sözleşmesi

Amacı ve Konusu

Portföy yönetim sözleşmesinin veya portföy yönetimi vekaletinin temelinde, yatırımcının yönetimi üstlenen portföy yönetim şirketine güveni yatmaktadır. Bu sebeple portföy yönetimi hukuki niteliği itibarıyla bir inançlı hukuki işlemdir. Portföy yönetiminin de dahil olduğu inançlı işlemlerde; işlemin bir tarafında kendisine inanılan, diğer tarafında mal varlığı üzerinde ona tasarruf etme yetkisi veren inanan bulunmaktadır.

Portföy yönetim sözleşmesinin konusunu, özel bir güven ilişkisine dayanarak yatırımcının mal varlığı üzerinde tasarrufta bulunmak üzere uzman kadrolara sahip bir yetkili kuruma yetki vermesi veya vekil tayin etmesi oluşturmaktadır.

Portföy Yönetim Şirketlerine bireysel ya da Kurumsal başvuru yapılabilmektedir. Portföy Yönetim şirketleri bir SPK kuruluşu olduklarından Alternatif finansman yöntemlerinden kesinlikle ayrılmakta ve daha karmaşık ve maliyetli süreçler barındırmaktadır. 

START-UP ŞİRKETLER İÇİN AVUKATLIK DESTEĞİ VE FİNANS YÖNETİM DANIŞMANLIĞI 

Start-up hukuku bakımından bir start- up avukatına başvurulmasını önermekteyiz. Çünkü bir start-up bakımından en mantıklı finansmanın seçilmesi, start-up’ın gelişimi ve ilişki kurması bakımından yaşanması muhtemel uyuşmazlıkların da önüne geçilmesi için bir Start-Up avukatından destek alınması her zaman süreci daha iyi yönetmeyi sağlayacaktır.

Bir Start- Up hukuk hizmetinde evrak, dilekçe, sözleşme yazımı; Şirket kuruluş prosedürleri, fikri mülkiyet haklarının korunması, yatırım sözleşmeleri ve risk sermayesi anlaşmaları, çalışanlarla yapılan özel sözleşmeler, uluslararası ticaret ve vergi mevzuatı konularında hukuki destek verilmektedir. Bu noktada Start-Up avukatından profesyonel hukuki destek almak istemeniz halinde bağlantıya tıklayabilirsiniz.