İçindekiler
Giriş
Vakıf üniversitelerinin ve özel öğretim kurumlarının yapmış olduğu yüksek zam oranları tartışma konusu yaratmakta olup öğrenciler ve veliler bakımından mağduriyetler meydana getirmektedir.
Özel öğretim kurumlarının uymakla yükümlü olduğu usul ve esaslar, Özel Öğretim Kurumları Kanunu ve ilgili yönetmelikler ile düzenlenmektedir.
Vakıf üniversiteleri ise Yükseköğretim Kanununa ve Vakıf Yükseköğretim Kurumları Yönetmeliğine tabiidir. Bu sebeple makalemizde özel öğretim kurumlarına ve vakıf üniversitelerine ilişkin mevzuatlar ayrı başlıklarda ele alınacaktır.
Vakıf Üniversiteleri Tarafından Belirlenecek Eğitim Ücretlerine İlişkin Yasal Düzenlemeler
Özel üniversiteler, vakıf üniversitesi statüsünde olup kamu tüzel kişiliğine sahiptir. Vakıf üniversiteleri, Vakıf Yükseköğretim Kurumları Yönetmeliğinde belirlenen kuruluş, işleyiş, denetim koşullarına yönelik esaslara uymakla yükümlüdür.
Vakıf üniversitesinin tanımı, Yönetmeliğin 5.maddesinde “Gelirlerini sadece kendi üniversitelerini ve mülkiyeti üniversitelere ait kurum ve kuruluşları geliştirmek amacıyla harcamak kaydıyla, vakıflar tarafından kanunla kurulmuş bulunan kamu tüzel kişiliğine sahip, yüksek düzeyde araştırma, eğitim-öğretim, bilimsel araştırma, yayın ve danışmanlık yapan, fakülte, enstitü, yüksekokul, meslek yüksekokul, destek, hazırlık okulu veya birimleri, benzeri kuruluş ve birimlerden oluşan bir yükseköğretim kurumudur.” olarak belirtilmiştir.
Vakıf Üniversitelerinde öğrenim görmek ücrete tabidir. 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu Ek Madde 9 uyarınca vakıf üniversiteleri öğrenim ücretlerini kendileri belirlemektedir. Yönetmelikte öğrencilerden alınacak ücretler mütevelli heyet tarafından tespit edileceği hükmüne yer verilmiştir.
Özel Öğretim Kurumlarının Ücretlerinin Belirlenmesine İlişkin Yasal Düzenlemeler
Okul öncesi eğitim, ilköğretim, ortaöğretim, özel eğitim okulları ile çeşitli kursları, özel öğretim kurslarını, uzaktan öğretim yapan kuruluşları, motorlu taşıt sürücüleri kursları, hizmet içi eğitim merkezleri, özel eğitim ve rehabilitasyon merkezleri, sosyal etkinlik merkezleri, mesleki eğitim merkezleri ile benzeri özel öğretim kurumlarının eğitim-öğretim, yönetim, denetim, gözetim ve personel çalıştırılmasına ilişkin usul ve esasları “Özel Öğretim Kurumları Kanunu” düzenlemektir.
Özel Öğretim Kurumları Kanunu Madde 12’ye göre "Kurumlar, faaliyetlerini sadece kazanç sağlamak için düzenleyemezler. Ancak, Türk Millî Eğitiminin amaçları doğrultusunda eğitimin kalitesini yükseltmek, gelişmelerine fırsat ve imkân verecek yatırımlar ve hizmetler yapmak üzere gelir sağlayabilirler.”
"Bu Kanun kapsamında faaliyet gösteren çeşitli kurslar, kurumlarında öğretim faaliyetlerinin yanında, programlarının içeriğine uygun, eğitim personeli ve kursiyerlerin katılımıyla bedeli karşılığı mal ve hizmet üretiminde bulunabilir. Mal ve hizmet üretiminin yapılacağı programlar, üretim faaliyetine katılanlara ödenecek ücretlerin belirlenmesi ile bu fıkranın uygulanmasına ilişkin diğer usul ve esaslar Bakanlıkça belirlenir."
Kanun maddesinde ödenecek ücretin belirlenmesi hususunda Bakanlığın yetkili olduğu belirtilmektedir.
Kanunun 13. maddesinde ise ücretlerin hangi esaslara göre tespit, tayin, ilân ve tahsil edileceği yönetmelikle belirleneceği vurgulanmıştır.
Millî Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği’nin “Ücret Tespiti” başlıklı 53. maddesindeki düzenleme şu şekildedir;
“Okulların ara sınıflarının eğitim ücreti belirlenirken bir önceki eğitim öğretim yılında ilan edilen ücret, okulda devam eden öğrencilerin eğitim ücreti belirlenirken ise öğrenci kayıt sözleşmesinde belirlenen ücret dikkate alınır ve bu ücretlere [(bir önceki yılın ortalama Yurt içi ÜFE+bir önceki yılın ortalama TÜFE)/2]+5 oranından fazla artış yapılamaz. Ders yılı içerisinde kayıt yaptıran öğrencilerin bir sonraki yılın eğitim ücretleri kayıt yaptırdığı yıl için ilan edilen eğitim ücreti üzerinden; öğrenim gördüğü yıla ilişkin indirim şartları ortadan kalkan öğrencilerin bir sonraki yılın eğitim ücretleri ise öğrencinin okula kayıt olduğu yıldaki indirimsiz ücrete öğrenim gördüğü her yıl için bu fıkrada belirtilen oranda artış yapılarak belirlenir.”
Özetle özel öğretim kurumları mezkûr yönetmelik uyarınca belirtilen oranda artış yapabilecek olup bu oranı aşan her türlü artış ise mevzuata aykırı olacaktır. Fakat bahsetmiş olduğumuz yönetmelikte okul öncesi, ilkokul, ortaokul ve lise kademeleri için başlangıç sınıflarında artış oranına ilişkin bir sınırlama getirilmemiştir.
İlgili Mevzuata Aykırı Artış Yapılması Durumunda Başvurulabilecek Hukuki Yollar
Söz konusu yönetmeliklere aykırı olacak şekilde yapılan zamlara karşılık öğrenci ve velilerin Tüketici Mahkemelerine başvurmaları gerekmektedir. Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik her türlü uygulamadan kaynaklanan davalara bakmakla görevli hukuk mahkemesi ‘Tüketici Mahkemeleri’dir.
Tüketici mahkemesinde dava açılabilmesi için uyuşmazlığın belli bir parasal değeri aşması gerekmektedir. Tüketici mahkemesine başvuru için belirlenen parasal değerin altında kalan uyuşmazlıklar için Tüketici Hakem Heyetine başvurulmalıdır.
Tüketici mahkemesinin görevi konusundaki parasal sınırlar ve usuller ilgili yasada her yıl güncellenerek belirlenmektedir. 2024 yılı için yapılacak başvurularda değeri 104.000 TL (yüzdörtbin) Türk Lirasının altında bulunan uyuşmazlıklarda, İl veya İlçe Tüketici Hakem Heyetleri görevlidir. İşbu değerin üstündeki uyuşmazlıklar için doğrudan Tüketici Mahkemesine başvurulması gerekmektedir.
İl ve ilçe tüketici hakem heyetinin verdiği kararlar bağlayıcıdır. Taraflar, Tüketici Hakem Heyeti’nin kararlarına karşı kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde tüketici hakem heyetinin bulunduğu yerdeki Tüketici Mahkemesine itiraz edebilecektir. Tüketici Hakem Heyeti kararlarına karşı yapılan itiraz üzerine Tüketici Mahkemesinin vereceği karar kesindir.
Fahiş Zamlara Karşılık Mahkeme Tarafından Verilen Emsal Karar Hakkında
Emsal karara konu alan davada; özel bir üniversitede okuyan öğrenci, 2023-2024 eğitim öğretim döneminde yıllık ücretinin 54 bin 998 liradan 125 bin 650 liraya çıkması üzerine İstanbul 11. Tüketici Mahkemesi’ne başvurdu. Dava dilekçesinde, maddi nedenlerden dolayı kayıtlarını yenilemeleri halinde söz konusu eğitim hayatlarında telafisi mümkün olmayan zararlara sebebiyet verdiğinden TÜİK tarafından yayınlanan 12 aylık TÜFE ortalamasının dikkate alınması talep edildi. Mahkeme davacı öğrencinin avukatı aracılığıyla yaptığı başvuruyu 21 Eylül 2023 tarihinde karara bağladı. Mahkeme, üniversitelerin 12 aylık TÜFE ortalaması dışında zam yapılamayacağına hükmetti. Yapılan itirazların ardından İstinaf Mahkemesi yerel mahkemenin vermiş olduğu kararı onadı.
Söz konusu karar mevzuata aykırı artış yapan özel öğretim kurumları ve vakıf üniversiteleri açısından “emsal karar” niteliği taşımaktadır. Bu karar neticesinde Özel öğretim kurumları ve vakıf üniversiteleri tarafından yapılacak zamlarda, TÜİK tarafından açıklanan “12 Aylık Tüfe Ortalamasını” geçemeyeceği belirtilmiş olup mahkemece verilen karar ile zam oranı kısıtlanmıştır.
Ayrıca Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından yapılan 17 Temmuz 2024 tarihli duyurusunda; “Buna göre, Yükseköğretim Kurulu 10.07.2024 tarihli toplantısında vakıf yükseköğretim kurumlarının eğitim öğretim ücretlerini belirlerken aşağıdaki hususlara dikkat etmelerine karar verdi:
- Ücretlerin dönemsel değil, yıllık ve tayin edilmiş bir miktar olarak tespit edilmesi,
- Ücretlerin tercih ve/veya yatay geçiş dönemlerinden önce net bir miktar olarak ve her bir adayın kolayca ulaşabileceği şekilde ilan edilmesi,
- İlk kayıt esnasında öğrenciye taahhüt edilmiş eğitim-öğretim ücreti artış oranlarının aşılmaması ancak her halükarda yapılacak artışlarda en çok Tüketici Fiyat Endeksindeki (TÜFE) on iki aylık ortalama oranın esas alınması ve bu kapsamdaki güncellemelerin resmi internet sitelerinden duyurulması,
- Kayıt döneminden sonra her ne ad altında olursa olsun açıkça ilan edilmemiş ilave/beklenmedik ücret ve ücret artışı talebinde bulunmamaları
- İlan edilen eğitim ve öğretim ücretlerinde TÜFE üzerinden resmi güncelleme oranları dışında herhangi bir ilave değişiklik yapılmamalı ve alınacak bu yöndeki kararlar uygun zamanda ve elverişli araçlarla tüm öğrencilerle paylaşılmalı”
maddelerine yer vermiştir.
TÜİK verilerine göre Haziran 2024 on iki aylık artış ortalamalarına göre TÜFE oranı %65,07’dir. Bu sebeple öğrenci ve veliler; TÜFE oranının üzerinde zam yapan vakıf üniversitelerine karşı bu oranı aşan miktarı ödemeyip dava açarak TÜFE oranının üzerinde ödenen parayı geri isteyebileceği gibi ücreti hiç ödemeyerek sözleşmenin uyarlanması davası açma yoluna gidebilecektir.
Mevzuata Aykırı Artışlar Sebebiyle Eğitim Hakkının İhlal Edilmesi Hususu
Anayasa 42. Maddeye göre; “Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz. Öğrenim hakkının kapsamı kanunla tespit edilir ve düzenlenir.” hükmüne yer verilmiştir.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ek protokol No.1’in 2.maddesinde; “Hiç kimse eğitim hakkından yoksun bırakılamaz. Devlet, eğitim ve öğretim alanında yükleneceği görevlerin yerine getirilmesinde, ana ve babanın bu eğitim ve öğretimin kendi dini ve felsefi inançlarına göre yapılmasını sağlama haklarına saygı gösterir.” vurgulanmıştır.
Vakıf üniversitelerinin mevzuata aykırı şekilde yaptığı artışlarla eğitimin öngörülemez bir biçimde kısıtlanmasına ve eğitim hakkının ihlaline yol açacaktır. Eğitim hakkı, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları uyarınca yükseköğretimi de kapsamakta olup Vakıf üniversitesi ücretlerine yapılan fahiş zamlar eğitim hakkının ihlalini ortaya çıkarmakta olup Anayasaya aykırılık teşkil edecektir.
Söz Konusu Uyuşmazlıkta Avukata Danışmanın Önemi
Bahsedilen kurumların mevzuatta belirtilen ölçütlere ve 12 Aylık TÜFE ortalamasına aykırı bir artış yapılması söz konusu ise hak kaybına uğramamak için uzman bir avukata danışarak hukuki destek almanızı tavsiye etmekteyiz.
Bu makalemizde özel öğretim kurumları ve vakıf üniversiteleri tarafından mevzuata aykırı yapılan ücret artışlarına karşı izlenebilecek hukuki yolları anlatmış bulunmaktayız. Söz konusu uyuşmazlık çok önemli bir konu olup bu hususta avukata danışılmadığı ve uzman desteği alınmadığı taktirde ciddi hak kayıplarına yol açabilmektedir. Bu nedenle her zaman hukuki destek alarak ilerlenmesi gerektiğini hatırlatmak isteriz.
Stj.Av.Sude OKKA