İçindekiler
İnanç sözleşmesi; inanan ve inanılan kişi arasında yapılan, inanç konusu şeyin mülkiyetinin bir süre inanılana bırakıldıktan sonra tekrar inanan üzerine (veya inananın gösterdiği başka bir kişiye) geçmesini sağlayan ve güven esasına dayanan, kendine özgü yapıda olup Borçlar Kanunumuzda düzenlenmemiş bir sözleşmedir. İnançlı işlemin unsurları inançlı işlem üzerinde anlaşma ve işleme konu olan hakkın devridir (temlik). Sözleşmenin güven esasına dayandığına özellikle dikkat edilmelidir çünkü malı devreden (inanan) malın devirden sonraki bir tarihte kendi mülkiyetine geri döneceği inancını taşımaktadır.
İnanç Sözleşmesinin Amacı Nedir? Neden Yapılır?
Ticari yaşamda taraflar inanç sözleşmesini (inançlı işlemi) genellikle rehin benzeri bir amaç için yapmaktadır. Sözleşmede inanç konusu şey (ki makalenin geri kalanında kolaylık açısından mal diyeceğiz) daha sonra iade edilecek bir teminat işlevi görmektedir. Dikkat edilmelidir ki bu sözleşmede inanılana rehinden farklı olarak daha kuvvetli bir güvence sağlanacaktır.
İnançlı işlemler, teminat işleviyle beraber ticari senetlerin ciro edilmesinde de sıkça kullanılan yöntemlerden biridir.
İnanç Sözleşmesi Nasıl Yapılır?
İnanç sözleşmesinde, makalenin ilerleyen bölümlerinde detaylı bir şekilde göreceğimiz üzere Yargıtay kararlarından yaptığımız çıkarıma binaen yazılı delil bulunması ispat için faydalı olacaktır. Dolayısıyla bir şekil şartı olmamakla beraber sözleşmenin yazılı yapılması tavsiye olunur. Taraflar, sözleşme içeriğinde malın inana nasıl ve hangi koşullarda iade edileceğini, sözleşmenin süresini, yapılan sözleşmeye aykırı davranışın sonuçlarının ne olacağını, inançlı işlemin sona erme sebeplerini belirleyebilirler. ( bkz. Yargıtay HGK., 14.7.2010 T., 2010/14-394 E., 2010/395 K.: “Anılan sözleşmelerde, taraflar, sözleşmenin kendilerine yüklediği hak ve borçları belirlerken, inançlı işlemin sona erme sebeplerini; devredilen hakkın inanılan tarafından inanana iade şartlarını, bu arada tabii ki süresini de belirleyebilirler. Bunun dışında, akde aykırı davranışın yaptırımına da sözleşmelerinde yer verebilirler.”)
İnanç Sözleşmesinde Şekil Şartı Var Mıdır?
İnanç sözleşmesinde herhangi bir şekil aranmamakla beraber sözleşme kapsamında yapılacak tasarruf işlemleri için ayrıca şekil şartı aranıyorsa sözleşme de bu şekilde yapılmalıdır. Mesela tapuda kayıtlı taşınmazın devrini gerektiren bir inanç sözleşmesi yapılacaksa bu sözleşmenin geçerlilik şekli resmi şekil olacaktır. Ancak bu noktada sözleşmeyi yapacak taraflar uygulama açısından ciddi bir problemle karşılaşmaktadır. Tapu sicil müdürlükleri inançlı işlemle kurulan sözleşmelere dayanan taşınmaz tesciline sıcak bakmamaktadır. Bu nedenle taraflar taşınmaz satım sözleşmesine dayanarak taşınmazın tescili yoluna başvurmak zorunda kalmaktadır. Bunun sonucunda taraflar arasında hukuki bir ihtilaf yaşanması durumunda tarafların esas amaçları olan gizli işlemle yapılan inanç sözleşmesinin mi yoksa görünürdeki işlem olan satım sözleşmesinin mi geçerli olacağı konusunda tartışmalar yaşanmaktadır. Yargıtaya göre inançlı işlemler üçüncü kişileri yanıltma amacıyla yapılmadığı takdirde muvazaalı sayılmamakta ve devir amacıyla yapılan satım sözleşmesinden ayrı olarak yazılı olarak ispat edildiği takdirde inanç anlaşmasını geçerli kabul etmektedir.
Tapu siciline kayıtlı taşınmazlar için hal böyleyken ticari senetlerin (çek,poliçe,bono) inançlı işlemle devri için senedin ciro edilmesi ve zilyetliğin devredilmesi gerekli ve yeterlidir.
İnanç Sözleşmesinde Zamanaşımı
İnançlı işlemler kanunda düzenlenmediği için özel bir zamanaşımı süresi de öngörülmemiştir. Ancak genel hükümler çerçevesinde '' Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, her alacak on yıllık zamanaşımına tabidir.'' Dolayısıyla inanç sözleşmesinden doğacak alacak için 10 yıllık zamanaşımı süresi olduğunu söyleyebiliriz.
İnançlı İşlem (İnanç Sözleşmesi) Nasıl İspat Edilir?
Ticari senetlerin inançlı işlemle temlik edilmesi hususu yazılı delille ispat edilebilir. (HMK md. 201) .Taşınırlarda inançlı işlemler taşınırın değeri HMK md. 200 kapsamında belirlenen tutarı aşmadığı takdirde sözleşme her türlü delille ispatlanabilir. Taşınırın değeri bahsedilen miktarı aşıyorsa bu halde yazılı bir delil veya delil başlangıcı ile ispatlanabilecektir. Fakat belirtmek gerekir ki burada söz edilen yazılılık sözleşme için bir geçerlilik şekli değil sadece delil için geçerli olacak ispat şeklidir.
Taşınmazlara gelindiğinde yukarıda bahsedildiği üzere taraflar taşınmaz satım sözleşmesine dayanarak taşınmazın tescili yoluna başvurmak zorunda kalmakta ve malın daha sonra yapılacak devri hususunda aralarında anlaşmaktadır. Bu aşamadan sonra taraflar arasında yaşanacak hukuki ihtilafın konusu tapuda satış olarak gösterilen sözleşmenin esasen inanç sözleşmesi olduğunun ispatıdır. Sözleşmenin inanç sözleşmesi olduğu Yargıtay kararlarından hareketle yazılı delil veya delil başlangıcı ile ispat edilebilecektir. (Bkz. YARGITAY 14.Hukuk Dairesi, Esas: 2017/ 1444, Karar: 2017 / 9506, Karar Tarihi: 19.12.2017: İnanç sözleşmesi, 05.02.1947 tarihli ve 20/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca ancak, yazılı delille kanıtlanabilir. Bu yazılı delil, tarafların getirecekleri ve onların imzalarını taşıyan bir belge olmalıdır. Açıklanan nitelikte bir yazılı delil bulunmasa da, yanlar arasındaki uyuşmazlığın tümünü kanıtlamaya yeterli sayılmamakla beraber bunun vukuuna delalet edecek karşı tarafın elinden çıkmış (inanılan tarafından el ile yazılmış fakat imzalanmamış olan bir senet veya mektup, daktilo veya bilgisayarla yazılmış olmakla birlikte inanılanın parafını taşıyan belge, usulüne uygun onanmamış parmak izli veya mühürlü senetler gibi) “delil başlangıcı” niteliğinde bir belge varsa 6100 sayılı HMK’nın 202. maddesi uyarınca inanç sözleşmesi “tanık” dahil her türlü delille ispat edilebilir. Yazılı delil veya “delil başlangıcı” yoksa inanç sözleşmesinin ikrar (HMK m.188) yemin (HMK m. 225 vd) gibi kesin delillerle de ispat edilmesi olanaklıdır. Davacının yemin deliline dayanması halinde mahkemenin davacıya bu hakkını hatırlatması gerekir.)
Gayrimenkul (İnançlı İşlem) Avukatı
Makalemizde detaylıca anlatıldığı gibi inançlı işlem ve buna dayanan inanç sözleşmeleri başından sonuna kadar hukuki bilgilere sahip olmayı ve piyasanın doğru okunması noktasında teknik tecrübelerle donanmış olmayı gerektirmektedir. Bu nedenle iyi bir gayrimenkul avukatıyla çalışmak ciddi hak kayıplarına uğramamak için elzemdir. Şu kadar ki sonrasında ihtilaf çıkmasını beklemeden inanç sözleşmesinin yapılma safhasında avukata danışarak hareket edilmesi tarafımızca tavsiye olunur.
- Arıkan Hukuk Bürosu'na 24 saat whatsapp hattımızdan 0507 371 1717
- Sitemizdeki canlı destekten
- İletişim kısmındaki mail ile
- Son olarak telefonlarımızdan ulaşabilirsiniz.